TCMB başkanının görev süresinin dolmasına bir aydan az süre kalmasına rağmen yeni başkan konusunda belirsizlik sürüyor.
TCMB Başkanı Erdem Başçı’nın görev süresinin dolmasına bir aydan az zaman kala yeni başkanın kim olacağı belirsizliğini koruması halihazırda siyasetin para politikası üzerindeki etkisinden rahatsızlık duyan yatırımcıların tedirginliğinin artmasına neden oluyor.
Bazı hükümet üyeleri atamanın bir krize dönüşmemesi ve gerek ekonomide gerekse siyasetteki zorlu gündemin ortasında yeni bir gerilim alanı yaratmak istemedikleri için mevcut TCMB Başkanı Erdem Başçı’nın bir dönem daha kalmasına daha yakın dururlarken, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı bu isim konusunda ikna etmenin zorluğuna işaret ediyorlar.
“Türkiye şartlarında bir ay çok uzun bir süre” diyen bir hükümet yetkilisi ise, “Şu anda Başçı ya da başka bir isim üzerinde anlaşılmış değil. Ancak atama taraflar arası bir uzlaşma ile yapılacaktır” dedi.
TCMB Başkanlığı görevine 19 Nisan 2011’de atanan Başçı’nın görev süresi beş yıl. Başçı, bu sürenin sonunda Bakanlar Kurulu kararı ve cumhurbaşkanının onayı ile yeniden atanabilir.
Diğer bir hükümet yetkilisi de atamanın iç ve dış piyasalara verilecek mesaj açısından kritik önemde olacağını belirtirken, “Piyasaların en çok izlediği bu konuda sağlıklı bir mesaj şart. Hükümet tarafından Başçı’nın ikinci dönemi kullanması yönünde bir eğilim var. Merkez Bankası’nın başında kritik dönemleri atlatmış tecrübeli bir isimle yola devam etmek şu anda en doğru adım olabilir” dedi ve ekledi:
“Erdoğan ve cumhurbaşkanlığındaki bazı yetkililer Başçı’nın değil özellikle faizlerin aşağı çekilmesini sağlayacak bir ismin Merkez Bankası Başkanı olmasından yana. Fakat piyasa şartları, dikkate alındığında her şey bıçak sırtı. Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı arasında bir uzlaşma sağlanması şart ancak Cumhurbaşkanlığı tarafının çok daha ısrarcı olma ihtimali yüksek.”
Cumhurbaşkanlığı yetkilileri konu hakkında yorum yapmadılar.
Erdoğan’ın, izlediği faiz politikası nedeniyle Başçı’yı sert şekilde eleştirdiği sır değil.
Mevcut faiz oranları ile yatırım yapılamayacağını savunan Erdoğan, Merkez Bankası’nı faizleri yüksek tutmakla eleştiriyor. Yüksek faiz uygulanmasını “vatan hainliği” ile eş tutan Erdoğan, geçen yılın başlarında yaptığı bir konuşmada, TCMB’nin faiz konusunda yanlış yaptığını belirterek, bankanın “bağımsızlık zırhına sığınarak kendilerine tavır takınmaması” gerektiğini ve bu durumda “bankayı bir yerlerin nüfuz altına alıp almadığı” sorusunu yönelteceklerini söylemişti.
Erdoğan’ın TCMB’ye dair eleştirileri, yatırımcılar nezdinde bankanın araç bağımsızlığının sıklıkla sorgulanmasına ve siyasi baskı nedeniyle faizleri açıkça artıramadığı için piyasanın gerisinde kaldığı şeklinde eleştirilmesine neden oluyor.
Global Source Partners Analisti Atilla Yeşilada, “Türkiye için kalıcı olarak iyimser olamıyorum, çünkü Nisan’da TCMB başkanın atanması piyasalar açısından bir çok riski de beraberinde getirecek. Öncelikle, Erdoğan ve Davutoğlu’nun bu konuda anlaşmazlığa düşüp AKP içindeki çatlakların gözler önüne serilmesi çok olası. İkincisi ise düşük faiz meraklısı bir ismin TCMB’ye başkan seçilerek piyasa dengelerini bozucu adımlar atması mümkün” dedi.
Hürriyet gazetesi yazarı Uğur Gürses ise atamaya kadar geçecek dönemdeki piyasa koşullarının da kararda belirleyici olabileceğine dikkat çekerken, “Kurun değerlenmeye devam etmesi ve piyasadaki bahar havasını sürmesi Erdoğan’ın elini güçlendirecektir. Ancak kur değer kaybeder ve piyasadaki hava tersine dönerse ekonomi yönetiminin refleksi Başçı’nın korunmasından yana olabilir” dedi.
Merkez Bankası, son beş yıldır enflasyon hedefini tutturamazken, enflasyon gıda fiyatları ve döviz kurundaki artışın etkisiyle yüzde 5’lik hedefin ve TCMB’nin yüzde 7.5 olan yıl sonu beklentisinin üzerinde seyretmeye devam ediyor. Yıllık enflasyon Şubat sonunda yüzde 8.78 oldu.
“Merkez Bankası başkanının Güney Afrika benzeri bir piyasa krizine neden olmayacak bir CV’si olacağını düşünüyoruz” diyen Renaissance Capital Analisti Michael Harris, “Atama riski atlatılsa bile enflasyon yüzde 7.5’lik politika faizini meşrulaştırmayacak kadar yüksek kalacak” dedi.
PPK’NIN 4 ÜYESİNİN GÖREV SÜRESİ DE BU YIL DOLACAK
Öte yandan, başkan dahil yedi üyeden oluşan Para Politikası Kurulu’ndaki üyelerden Başçı dışında dört üyenin de beş yıllık görev süreleri bu yıl içinde dolacak.
29 Nisan 2011’den bu yana TCMB Başkan Yardımcısı ve PPK üyesi olarak görev yapan Turalay Kenç; 3 Kasım 2011’den bu yana Banka Meclis üyesi ve 21 Kasım 2011’den bu yana PPK üyesi olarak görev yapan Ahmet Faruk Aysan; 1 Mayıs 2004’te Banka Meclis üyesi seçilen ve 5 Haziran 2011’den bu yana TCMB Başkan Yardımcısı olarak görev yapan Necati Şahin ve 3 Haziran 2011’de TCMB Başkan Yardımcılığına yeniden atanan Mehmet Yörükoğlu’nun PPK üyeliklerinin süresi bu yıl dolacak.
PPK üyelikleri devam edecek olan Murat Çetinkaya, 29 Haziran 2012 tarihinden itibaren TCMB Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyor. PPK’daki görev süresi 2017 yılında dolacak. Abdullah Yavaş ise 11 Mart 2008 tarihinden itibaren PPK Üyesi olarak görev yapıyor. 2013 yılında PPK üyeliğine tekrar atanan Yavaş’ın görev süresi 2018 yılında dolacak.
Para Politikası Kurulu, Başkan’ın başkanlığı altında, Başkan Yardımcıları, Banka Meclisi tarafından üyeleri arasından seçilecek bir üye ve Başkan’ın önerisi üzerine müşterek kararla atanacak bir üyeden oluşuyor.
PPK’nın yeni kompozisyonunun da önemli olacağına dikkat çeken Gürses, “Merkez Bankası’nda başkan atamasının yanı sıra gevşek para politikası yanlısı bir PPK oluşumu da piyasaları bozucu etki yapacaktır” dedi.
0