Eski Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü İbrahim Turhan “Kurla ilgili yorumlar kötü niyetli değilse analiz zaafı barındırıyor” dedi.
Eski Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü İbrahim Turhan, “Kurla ilgili gelişmeleri sanki sadece Türkiye’ye özgüymüş gibi yansıtmaya çalışan ya da bundan Türkiye ekonomisinde ciddi sıkıntılar doğabileceğini ima eden yorumlar izliyoruz.
Bunlar kötü niyetli değilse ciddi bilgi eksikliği ya da analiz zaafı barındırıyor” dedi. Görevinden ayrılarak AK Parti’den İzmir milletvekili adayı olan İbrahim Turhan, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB), 22 Nisan’da yapılacak Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı gündemine ilişkin duyurusunu ve kurdaki gelişmelerle ilgili yapılan yorumları, değerlendirdi. Her zaman Merkez Bankası’nın proaktif olması ve piyasa gelişmelerinin önünde yer alması gerektiğini söylediğini aktaran Turhan, “Bu anlamda, bu olumlu karşılanacak bir adım.
Öngörülebilirliği artıracak bir hamle olarak değerlendirilebilir. Bu yaklaşım biçiminin olumlu neticeleneceğini düşünüyorum” diye konuştu. Merkez Bankası’nın elinde çok geniş bir araç seti olduğunu belirten Turhan, “Dünyada Türkiye gibi başka ülke merkez bankalarının da kullandığı, özellikle risk yönetimi noktasında Merkez Bankası’nın kabiliyetini artıracak, piyasada öngörülebilirliği sağlayacak, türev piyasalar da dahil olmak üzere çok çeşitli çalışma ve araçlarla kurgular yapılabilir. Merkez Bankamızın atmış olduğu bu adımı olumlu karşılıyoruz” ifadelerini kullandı.
KUR YORUMLARI KÖTÜ NİYETLİ DEĞİLSE ANALİZ ZAAFI VAR
Turhan, kurdaki gelişmeler üzerine yapılan yorumlara da değinerek, şunları kaydetti: “Zaman zaman bazı basın-yayın organlarında kurla ilgili gelişmeleri sanki sadece Türkiye’ye özgüymüş gibi yansıtmaya çalışan ya da bundan Türkiye ekonomisinde ciddi sıkıntılar doğabileceğini ima eden yorumlar izliyoruz. Bunların kötü niyetli değilse ciddi bilgi eksikliği ya da analiz zaafı barındırdığını bir kere daha vurgulamak istiyorum. Sözgelimi, Merkez Bankası rezervlerinde son dönemde yaşanan gerileme üzerinden bir bardak suda fırtına koparmak isteyenler, aynı zamanda Türkiye’de yerleşik firmaların ve hanehalklarının döviz mevduatlarındaki artışı ya fark edemiyorlar ya da gözden saklamak istiyorlar. Her ikisi de vahimdir.”
0